Acaba sonun nasıl olacak:Binamaz ile şeytan arkadaş olur. Şeytan binamazın Allah'a secde etmediğini görünce derki: "Yahu! Ben Hz. Adem'e bir kere secde etmekle emrolunduğum halde etmediğim için ilahi huzurdan kovuldum. Sen ise hergün beş vakit namazda bu kadar secde etmekle emredilmişken hiçbirini etmiyorsun. Acaba senin halin nasıl olacak?"

Kamçı korkusundan kıldım: Hz.Ali bir gün mescitte arabın birinin yanlış namaz kıldığını görür. Hz. Ali gelir arabın yanına oturur,elinde bir de kamçı vardır. Namazı kurallarına uygun olarak yeniden kıldırır. Arap namazı bitirince Hz. Ali: "Şimdi kıldığın namaz mı hayırlıdır,önceki mi? "diye sorar. Arap "önceki" cevabını verir. Hz. Ali nedenini sorar. Arapda "öncekini Allah rızası için kılmıştım, sonrakini kamçı korkusuyla kıldım" der.

Bir günde iki kere alıyorum: Harun Reşid Bağdadın dışındaki bahçeleri gezerken,ihtiyar bir adamın hurma fidanı diktiğini görür,yanına gider ve sorar:
-Ey ihtiyar! Hurma ağacı kırk senede meyve verir. Sen ise yaşlısın. Meyvesini yiyemiyeceğin ağacı dikipde ne yapacaksın? İhtiyar cevap verir:                                                                                        
-Daha önce gördüğünüz bu ağaçları sırf bizim için dikmişlerdi. Bende bunu kendim için değil,benden sonrakiler için dikiyorum.                                                                                                  
Bu cevap Harun Reşid'in hoşuna gider ve yaşlı adama ihsanda bulunur. Adam verilen parayı aldıktan sonra,eliyle sakalını sıvazlar ve "Allah'a şükür " der. Harun Reşid:"Niçin şükrediyorsun" diye sorduğunda adam şu cevabı verir:                                                                                              
-Herkes diktiği ağacın meyvesini kırk senede alır,oysa ben bugün diktiğim ağacın yemişini bugün alıyorum. Nasıl şükretmem?                                                                                                                
Harun tekrar ihsanda bulunur. Adam bir kere daha şükrettikten sonra konuşmasını şöyle sürdürür: -Bu defaki şükredişimin sebebide şudur;başkalrı ağaçlarının ürününü yılda bir kere alırken ben bir günde iki kere alıyorum.

Ne talihli başın varmış: Adamın birini şahitlik için mahkemeye götürürler. Kadı şahidin aranan özelliklerini taşıyıp taşımadığını öğrenmek için bazı sorular sorar ve der ki: "Sen kuran-ı kerim okumayı bilirmisin" Adam " çok iyi bilirim" der.Kadı "ölü yıkamayı" diye sorar. Adam "onu da bilirim." der. Kadı "peki ölüyü mezara gömerken kulağına bir şeyler söylerler. Onu da bilirmisin?"  "evet " der. Kadı " ne dersin bakalım?". Adam "ne talihli başın varmış ki  öldün de bizim kadının huzuruna şahitlik için gelmekten kurtuldun" der.

Bizim duvardaki İstanbulmuş: Esbak Müneccimbaşı Osman efendi filan gece bir yangın çıkacağını söyler. O gece geldiği zaman ateşin nereden çıkacağını görebilmek için ara sıra evinin üst katına çıkar dolaşırmış. Yine bir kere çıkar,elindeki şamdan perdelerden birine dokunur,perde birden tutuşur,etrafa sıçrar. Duvarda birde İstanbul manzarası gösteren bir tablo vardır. Osman efendi, tablonun ateş aldığını görünce istihracının üzerine olduğunu anlar ve der ki:                                     
-Hay Allah iyiliğini versin! Meğer yanacak bizim duvardaki İstanbulmuş.